1. Sadece cesur insanlar masum ve saf olabilir.

Bütün bu kirliliğin, kurnazlığın, yalanların içinde masumiyeti korumak cesaret ister. Saf olmak beyaz nilüfer çiçeği gibidir, nilüferin çamurdan çıkıp çamurla ilgisi olmayan bir yönü vardır. Nilüfer çiçeği suyun üstünde durur, ama ıslanmaz, yani kirlenmez. Nilüfer çiçeğinin saflığını hiçbir şey kirletemez. Masum olma cesareti olan insan dinamik hale gelir, yükseliş yaşar. Nilüfer çiçeği gibi siz bu dünyanın içinde yaşarsınız, ama dünya sizin içinizde yaşamaz. O zaman bu dünyanın kirliliği sizi etkileyemez. Gerçek saflık ve masumiyet budur.


2. Sadece cesur insanlar bilinmeyen şeyleri bilme isteği duyar ve bilinmeyene doğru ilerlemek ister, ama bunun için bilinenlerden vazgeçmek gerekir.

Yeni olan bilinmeyendir. Bir ölçüm yapın. Bilinmeyeni bilme isteği mi, bilinenden vazgeçme korkusu mu daha güçlü? Bu, bir koltukta iki karpuz taşımaya benzer. Bilinmeyeni bilmek, değişmek, yeni bir yaşam istiyorsanız cesur olmalısınız. Değişim için, yeni yaşam için, bağlandığınız, sizi tutan her şeyi bırakmalısınız ve değişimden korkmamalısınız. Cesaret budur! Geçmişe, geriye bakmadan hareket etmek, anı yaşamak ve kararlı olmak. Cesur olduğunuzda ilk fark ettiğiniz şey güven olacaktır. Korkak insanlar kimseye güvenemez. Cesur insanlar güvenir, ama güvenleri suistimal edildiğinde de bir kayıpları olmaz. Güveni sarsan kişi kaybeder. Cesur insanlar koşulsuzca severler, çünkü sevmek cesaret ister.


3. Yaşamak ve eylemlerinizin sonuçlarıyla yüzleşmek için cesaret gerekir.

Yaşadığınız olayların hepsi sizin daha önce yaptıklarınızın sonucudur. Bu sonuçlar iyi de kötü de olsa kaçmayacaksınız; cesur olup acılarla yüzleşeceksiniz. Böyle davranmak sizi daha güçlü ve cesur yapar. Bencil olmak ve acı çekmek doğru orantılıdır. Her şeyi kendi yararınız için almak isterseniz acılarınız artmaya başlar, bununla beraber vermeye başlarsanız acılarınız azalır. Vermek için cesaretiniz olmalı, korkak insanlar veremez. Korkak insanlar kendileri için muhafaza eder ve acı çekerler. Acıları tutmazsanız acılar da sizi tutmaz bırakır. Acılardan kurtulmak ve mutlu olmak için gerçekten cesur olmak gerekir.

4. Sadece cesur insanlar kendilerini yenileyebilir.

Cesaretle devam ederseniz, sürekli yenileneceksiniz ve yeni yaşamda gerçek mutluluğu yaşayacaksınız. Gerçekten mutluluğu yaşamak için mutsuzluğu yaşamaktan korkmamalısınız, mutsuzluğun gözünün içine cesaretle bakmalısınız. O zaman mutsuzluğun yok olduğunu göreceksiniz, çünkü mutsuzluk sizin ürettiğiniz bir hayalettir, gerçekte yoktur.


5. Cesur olmanın temelinde mantık değil sevgi vardır.

Cesaret ruhla ilişkilidir, cesaret dolu insanların kılavuzu sevgidir. Gerçeklere göre yaşamak cesur olmayı gerektirir. Bunun karşılığında kişi coşku ve mutluluğu yaşar. Cesaret dolu insanlar evrensel kavrayışa sahip olmaktan korkmazlar, gerçekçi yaşarlar, bu da kocaman bir coşku ve hazzın yaşanmasını sağlar. Cesur insanlar içlerinden akan şarkıları, gözyaşlarını, coşkularını ve içlerinden fışkıran dansları saklamaya çalışmazlar, özgürce ifade ederler. Samimi insanlar bu doğallığın hakkını verir.


6. Cesaret dolu insanlar düşmekten korkmazlar.

Onlar bunu geçici bir duraklama, dinlenme ve güç toplamak için mola olarak görürler. Düşmekten korkanlar, yürümekten ve ilerlemekten de korkar, ama hayat hareket demektir. Yaşam içinde hareket etmek için cesur olmalısınız.

7. Yalnızca cesur olan insanlar yatay boyuttan dikey boyuta geçebilir.

Kişi yatay boyutta hayat sürdürdüğü için, yatay boyutun düşünce yapısına sahiptir ve yatay boyutun gerektirdiği inançlara tutunmuştur. Bu boyuttaki inançlar insanda geçici bir rahatlık duygusu yaratabilir. Daha sonra dikey boyuttan yeni olan bir şey inince, eski alışkanlıkların hepsi yerle bir olacaktır. O zaman eğer korkular cesareti baskılarsa, kişi kapıyı çalan yeniyi içeri almaz ve korkularını sığınak olarak kullanır. Fakat cesaret baskın gelirse, kişi yeniye kapısını açar ve yeninin içine girmesine müsaade eder.

8. Kişi bir kez yeniyle temasa geçince, bir daha eskisi gibi olamaz; çünkü yenilenmeye, dönüşmeye, değişmeye, canlanmaya başlar.

Bu, yalnızca cesaret sayesinde gerçekleşebilir. Sadece cesur insanlar hayatlarını yeniden yaşamaya başlarlar, yaşamdan yeni bir sayfa açar ve kaderlerini sil baştan yazarlar. Bu riskli bir şeydir, ama cesur insanlar risk almaktan korkmazlar ve riskin tadını çıkarırlar. Yeni şeyler korkak insanları tedirgin ederken, cesur insanları heyecanlandırır. Yeniyi bilmenin tek yolu, kapıyı açıp onu içeri almak ve kucaklamaktır. Eğer hayatı dopdolu yaşamak istiyorsanız buna mecbursunuz. Bu hayatta gördüğünüz ve sahiplendiğiniz hiçbir şey size ait değildir. Bunun için cesaretinizi toplayın ve yeniye, bilinmeyene doğru adım atın. Bu sizi ferahlatacak, canlandıracak ve size varoluşun değerini, güzelliğini hatırlatacaktır. Canlanmak için yeni şeyler keşfetmek ve bir macera yaşamak gereklidir. Yeniyle buluşmak ve yenilenmek bir ihtiyaçtır. Hem yeniye ihtiyaç vardır, hem de eski daha güvenli görülebilir. Bu ikilemdir. Kişi bu ikilem içinde bocalar, karar veremez, yeni ve eski arasında gidip gelir. Eski ve yeni arasında bir köprü kurmak gerekir. Yeni ve eski arasındaki köprü cesarettir.

 

Her ay düzenlediğimiz Farkındalık Festivallerine katılın ve yeni ile eski arasında cesaret köprüsünü kurun. Yeniyi içeriye alınca büyük bir coşkuyla dolarsınız ve sınırları aşarsınız. Aşkın hale gelirsiniz. Yeniliklerle dolu olunca yaşam bir kutlamaya dönüşür.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here