YENİ İNSAN
Yeni insanın doğumu, tüm eskilerin geride bırakılmasıyla başlar. Her doğum sancılıdır fakat gerçek doğum değişim yolculuğuna çıkmış yeni insanın doğumudur.
Değişim yolculuğu sonsuz olduğu için yeni insanın doğumu da bir kez olmaz. O, her akşam ölür ve her sabah yeniden doğar.
Doğum ve ölüm hayatın dualitesidir. Nasıl zevk ve acı, mutluluk ve üzüntü, karanlık ve aydınlık varsa ölüm de bir gerçektir. Tekamül yolundaki doğum ve ölüm kavramları sonsuzluğun kapılarını açar ve her deneyim bu kapılardan özgürce geçmenin cesaretini sunar.
Yeni insan, geçmişinden özgürdür, o geriye bakmaz her zaman ileriye ve önüne bakar. Kendi mutluluğunu değil, insanlığın mutluluğu için çabalar. Her an değişim ve dönüşüm içinde olduğu için yenilenmiş insan şimdide kalır , geçmişin geçmişte kaldığını bilir. Geleceğin de gerçekleşmediğini bildiği için onunla da ilgilenip zamanını boşa harcamaz. O sadece GERÇEK ile ilgilenir. Hayaller dünyasına dalmaz çünkü gerçek hayal barındırmaz. Gerçek sevgi olan koşulsuz sevginin tadını almaya başlar. Bu tat, tüm tatların ötesinde, tüm zevklerin ötesindedir. Zevkin ötesine geçilip haz dolu dünya yaşanmaya başlar.
Haz, sonsuzlukta yaşanır, zevk ise fiziksel olduğu için geçicidir o yüzden maddi dünyada yaşanır.
Yeni insan, geçicilikle ilgilenmez, içinde ebedilik rüzgarlarının esintisini her an duyar, nefes alışverişleri evrenle ahenk içindedir. Yeni insanın kalıpları, yargıları, inançları yoktur. Aksine o, andan gelen evrensel mesajlarla hayatı kutlar. Sabit fikirler ve kararlara göre yaşamaz, özgürlük onun için olmazsa olmazdır . Bu özgürlük dışsal değil, içseldir. Dışsal özgürlüğü engellense de o, iç dünyasında değişim kokularını sürekli içine çektiğinden dış dünyanın kaosu onu etkilemez. Kalabalıklar içinde huzur içinde de yaşar, tek başında haz içinde de.
Yalnız olmadığını bilir, ama teklik içinde olduğunu Yalnızlık acıları yerini huzur içinde yaşanan tek başınalığın hazzına bırakır. Dünyevi hayattan , haz dolu varoluşsal hayata geçit yeni insanın doğuşu ile başlar. CESARET mi? Evet, cesaret gerekir.
Gerçek nedensiz mutluluğun bedelleri vardır, risk de içerse de her şeye değerdir…!
Değişim yolunda yürüyen yeniden doğmuş insan, varoluşu bir kutlama olarak yaşar. Amaçlar, hedefler onu yormaz sadece VAROLMA nın tadını çıkarır. Nefes alıp, vermek artık sıradan değildir, artık hiçbir şey sıradan değildir. Yeni insan sıradan görünen her şeyi muazzam bir yaratıcılıkla sıra dışılığa dönüştürür. Yenilenmiş insan, varoluşun sanatçısıdır ve her an ona hizmet eder.
Varolmak, gerçekten yaşamak demektir. Değişim sırrı yen insana geçince artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Sihirli değişim, yeni insana yeni gözlükler verir, bu gözlükler gerçek yaşama açılan camekanlardır.
Artık sadece yaşamaktan, varolmaya geçit yapılmıştır. Bu geçitten korkusuzca geçen yeni insan daha önce görmediklerini görmeye başlar. Her zaman duyduğu seslerin altında farklı tınılar duyar. Tatlar, kokular, dokunuşlar her şey değişmiştir. Yeni insanın daha önce bildiği, daha doğrusu bildiğini sandığı her şey değişmiştir, dönüşmüştür. Her gittiği yer yeni, her baktığı göz yenidir.
Gerçek yaşama geçiş bir sırdır, bu sır ancak içsel köklü değişimle gerçekleşir. Anlatılamaz ve sadece yaşanabilecek olan bu deneyim içinizdeki tüm yıkıcı güçleri yapıcı güçlere dönüştürecek. Gerçek yaşamın içinde var olan koşulsuz sevgi sayesinde her birey yeni insana dönüşünce artık ne savaş, ne kavga, ne çatışma olacak.
En büyük güç ve şifa gerçek sevgidir. Bu güç, imkansızları hiç yapar. Varoluş dans, kutlama, aşktır. Kutlama bitmesin, yeni insanlar her gün doğsun, her an doğsun.
Bunun için tek bir şey var…!
Değişim, kalpten başlar. Kalbinizin kapılarını açın . Kalbiniz değişince, siz değişeceksiniz, yeni insan olacaksınız. Bundan daha güzel ne olabilir ki?!
Gelin değişim cennetine, katılın farkındalık festivallerimize..
HER FESTİVAL YENİLENİN, DEĞİŞİN VE DÖNÜŞÜN…